7 Temmuz 2011 Perşembe

Hani her ulusun ahlakı farklıydı sayın savcı?

McCarthy dönemi Amerikası. Allen Ginsberg'in Howl'ı (Uluma) Yumuşak Makine'nin yargılandığı gerekçelerin aynısı ile yargılanıyor. 2010 yapımı şiirle aynı ismi taşıyan "Howl" filminin sahnesinde avukat, "bilirkişi"ye eserin edebi olup olmadığını soruyor.

Duruşmadaki diyalog şöyle gelişiyor:

Avukat: Pekâlâ. "Uluma” isimli kitabın edebî bir değeri olup olmadığı konusunda bir fikir edinebildiniz mi?
Bilirkişi: Bence edebî bir değeri yok.
A: Sizi dinliyorum.
B: Edebî bir biçimi olması için bir tarzı, sözcük seçimi, akıcılığı, duruluğu olmalı. Sadece biçimden söz ediyorum. Ama içerik olarak her edebî eserin, yani "edebiyat" diye sınıflandırabileceğimiz her şeyin ahlakî bir yönü olmalı. Bu eserde neredeyse hiç yok diyebilirim.
A: Anlıyorum. Peki aklınıza gelen başka sebepler de var mı?
B: Evet, kullanılan dil. Söz sanatlarının kullanımına gelecek olursak, şiir hitabet konusunda da başarısız kalıyor, çünkü mecaz kullanımı aşırı kaba. Okurken kendinizi düzeysiz bir noktada buluyorsunuz. İnanın bana bu yönünü çok irdelemedim bile.

Diyaloğun geçtiği sahne şuradan izlenebilir: http://www.imdb.com/video/imdb/vi3566143769/

Nasıl? Çok tanıdık değil mi?

Filmin fragmanı:
"Bir devrim başlatan müstehcenlik davası, bir kuşağı sarsan şair"


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder